İBNUL CEVZİ:
Ebul Ferec Abdurrahman İbnul Cezvi:
1116 yılında (Hicri 510) Bağdat doğmuştur. 1201 (Hicri 597)Bağdat ta ölmüş Ahmed bin Hanbelin yanına gömülmüştür.
Özellikle hadis ve tefsir alanında birçok çalışmaya imza atmıştır. Her ne kadar en çok hadis ve tefsir alanında kaleme aldığı eserlerle adı duyulsa da, özellikle tarih üzerine birçok önemli eseri vardır. Bunların dışında dil üzerine de bazı çalışmaları olmuştur. 1201 (Hicri 597) yılında vefat etmiştir.
Hanbeli mezhebindendir.
Not: ibn-i Cevzî’yi, İbn-i Teymiyye’nin talebesi olan İbn-i Kayyim el-Çevziyye ile karıştırmamalıdır. İbn-i Kayyim 1292-1350 (H. 691-751) târihleri arasında yaşamıştır. Aralarında bir buçuk asırlık bir zaman farkı vardır.
İBN KUDÂME,:( MUVAFFAKUDDİN)
h: 541 (m. 1146) senesinde, Şa’bân ayında, Nablus taraflarında Cemâil denilen yerde doğup, 620 (m. 1233) Kasiyun dağı eteklerindeki mezarlığa defnedildi.Hanbeli mezhebindendir.
Denilir ki; Şam’a, İmâm-ı Evzâî’den sonra, İbn-i Kudâme’den daha âlim birisi girmemiştir. Büyük hadîs âlimlerinden Ziya (r.a.) İbn-i Kudâme’nin hayâtına dâir eser yazmıştır. Zehebî’nin de, sâdece İbn-i Kudâme’nin hayâtına dâir müstakil eseri vardır.
Ebû Muhammed Muvaffakuddîn Abdullah b. Ahmed b. Muhammed b. Kudâme el-Cemmâî!î el-Makdisî . Hanbelî fakihi ve usulcüsü. İBN KUDAME,( EBÜ'L-FEREC)’in amcasıdır.
Abdülkâdir-i Geylânîden ders almaya başladıysa da hocası kırk gün sonra vefat etti. Bu arada Abdülkâdir-i Geylânî'den tasavvuf hırkası giydi.
el-Muğ-nî : Ebü'l-Kâsım el-Hıraki'nin Hanbelî fıkhına dair ilk el kitabı niteliğindeki el-Muhtaşor'ı üzerine yazılan çok sayıdaki şerhin en meşhurlarından biri olup çeşitli neşirleri yapılmıştır. İbn Kudâmebu şerhte. Hanbelî mezhebindeki farklı görüşler yanında diğer mezhep imam ve müctehidlerinin de ictihadlarına geniş şekilde yer vermiş ve aralarında tercihlerde bulunmuştur. Bir fıkıh ansiklopedisi niteliğindeki eser İslâm hukukçuları tarafından önemli bir kaynak olarak kabul edilmiş,
MUHYİDDİN ARABİ :
H.560 (m. 1165)’da, Endülüs’de Mürsiye kasabasında doğdu. 638 (m. 1240)’de Şam’da vefât etti.Beş yüzden fazla kitap yazdı.
Şam'da kendisinin Fütuhat'tan sonra en büyük eseri olarak kabul edilen Fusus'u kaleme aldı(627/1230). İbn Arabi bu eseri rüya'sında Peygamber'den ümmetine aktarmak üzere aldığını belirtir. 638 de 22 R.Evvel’de (1239) Şam'da öldü. Kabri Şam şehri dışında Kasiyun Dağı eteğindedir.
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, birgün en önde gelen talebelerinden Cemâleddîn Yûnus bin Yahyâ’yı yanına çağırdı. Ona buyurdu ki: “Benden sonra, benim künyem olan Muhyiddîn isminde, Allahü teâlânın çok sevdiği evliyâsından bir kimse gelecektir. Bu hırkamı ona teslim edersin.” Yûnus bin Yahyâ, uzun yıllar sonra talebesi olan Muhyiddîn-i Arabî’ye hocasının vasıyyeti olan o hırkayı teslim etti. Daha sonra bu hırkayı üvey oğlu ve talebesi olan Sadreddîn-i Konevî’ye giydirdi.
Muhyiddin İbni Arabi'ye yapılan eleştiriler için bknz:
http://delillerimiz.blogspot.com.tr/search/label/Muhyiddin%20%C4%B0bni%20Arabiye%20ele%C5%9Ftiriler
İBN KUDAME ( EBÜ'L-FEREC) :
H:597 (m. 1200) senesi Muharrem ayında, Dımeşk’da Kâsiyûn eteklerinde doğup, Rebî’ul-âhır ayının sonunda yine Dımeşk’da H:682 (m. 1283)’kasiyun mezarlığında babasının yanına defnedildi.
Ebü'l-Ferec Şemsüddîn Abdurrahmân b. Muhammed b. Ahmed el-Makdisî (ö. 682/1283) Hanbelî fakîhi.
Fıkhı, amcası (İbni Kudeme)Muvaffakuddin den öğrendi. Hadis âlimi Nevevî ondan çeşitli rivayetlerde bulunmuş ve hocalarının en büyüğünün İbn Kudâme (Ebul Ferc)olduğunu söylemiştir.
Dımaşk'ta Hanbelî kadılığına getirildi. On iki yıldan fazla bir süre ücret almadan yürüttüğü bu görevden kendi isteğiyle ayrıldı.
İbn Kudâme'nin günümüze ulaşan tek eseri eş-Şerhu'l-kebîr'.eş-Şâü adıyla da anılan eser. amcası Muvaffakuddin İbn Kudâme'nin Hanbelî fıkhına dair el-Mukni adlı kitabının şerhidir.
KURTUBİ : (h:61? - h: 671) .
Endülüs'ün yetiştirdiği büyük âlimlerdendir. Kurtuba ve diğer Endülüs şehirlerinin Hristiyanların eline geçmesinden sonra, Mısır'ın İskenderiye şehrine geldi. Kurtubî buradan Kahire'ye, daha sonra da Asyût'un kuzeyindeki Münyetu Benî Hasîb'e gidip yerleşerek (671/1273)'de vefatına kadar orada kaldı.
Kurtubî birçok Endülüslü âlim gibi fıkıhta Mâlikidir. Fakat tefsirine baktığımızda onun, mezheb taassubuna kapılmadığını, hattâ bu eserinde zaman zaman diğer mezheblerin görüşlerini tercih ettiğini görürüz. Bunda, Mısır'a geldikten sonra Şâfiî âlimlerden ders okumuş olmasının tesiri olduğu söylenebilir. İtikâd mezhebi itibariyle de Eş'arîdir.
Kurtubî Tefsiri:
Kurtubî'nin tefsirinin tam adı eserin mukaddimesinde belirtildiği üzere "el-Câmi li-Ahkâmi'l-Kur'ân ve'l Mübeyyin limâ Tedammenehû mine's-Sünne ve Âyi'l-Furkân"dır. Eser, ahkâm ağırlıklı olduğu için bunu Ahkâmu'l-Kur'ânlar içinde sayanlar da vardır.
Kabri 1971 yılında onun adına inşa edilip hizmete açılan bir cami avlusundaki türbesine nakledilmiş olup halen ziyaretçilere açık bulunmaktadır.
NEVEVÎ :
Hicri yedinci asrın Hadis bilginlerinden ve ünlü islam hukukçularındandır. 1233 (H.631)yılında Şam'ın güneyinde Neva kasabasında doğdu. Doğduğu yere nispetle Nevalı anlamına gelen, Nevevi olarak tanılır. İlim tahsiline Kuranı Kerim ile başlayan Nevevi, Hadis, İslam Hukuku, Ahlak, Dil ve Edebiyat alanlarında eserler vermiştir. Özellikle İslam Hukuku ve Hadis alanlarında zamanın ender şahsiyetlerinden olmuştur. Günümüzün özel Hadis fakültesi diyebileceğimiz, Şam'daki Eşrefiye Darül-Hadisi'nin hocalığını yapmıştır. Kırkdört yıllık hayatında, kırkın üzerinde eser veren Nevevi, özel yaşantısıyla da örnek şahsiyetlerden olmuştur. Bunların tümü önemli eserler olmakla birlikte Rizayüs Salihin, Kırk Hadis ve Sahihi Müslim Şerhi oldukça meşhur olmuş ve Nevevi'nin ismiyle özdeşleşmiş eserlerdir. İmam Nevevi'nin yaşadığı dönemde İslam Dünyası büyük bir sıkıntı ve çalkantı içerisinde bulunuyordu. Bir taraftan Haçlı Seferleri diğer taraftan Moğol istilası yüzünden İslam coğrafyası büyük bir sıkıntı yaşamakta idi.Yaşadığı çağın insanlarını aydınlatma ve doğru yola iletme hususunda önemli gayretleri olan İmam Nevevi, 1277 ( H. 676) yılında, kırkdört yaşında bu dünyadan ayrılmıştır. Doğduğu yer olan Neva'ya(nawah)/ Busra yakınları / SURİYE gömülmüştür.
Kurtubî birçok Endülüslü âlim gibi fıkıhta Mâlikidir. Fakat tefsirine baktığımızda onun, mezheb taassubuna kapılmadığını, hattâ bu eserinde zaman zaman diğer mezheblerin görüşlerini tercih ettiğini görürüz. Bunda, Mısır'a geldikten sonra Şâfiî âlimlerden ders okumuş olmasının tesiri olduğu söylenebilir. İtikâd mezhebi itibariyle de Eş'arîdir.
Kurtubî Tefsiri:
Kurtubî'nin tefsirinin tam adı eserin mukaddimesinde belirtildiği üzere "el-Câmi li-Ahkâmi'l-Kur'ân ve'l Mübeyyin limâ Tedammenehû mine's-Sünne ve Âyi'l-Furkân"dır. Eser, ahkâm ağırlıklı olduğu için bunu Ahkâmu'l-Kur'ânlar içinde sayanlar da vardır.
Kabri 1971 yılında onun adına inşa edilip hizmete açılan bir cami avlusundaki türbesine nakledilmiş olup halen ziyaretçilere açık bulunmaktadır.
NEVEVÎ :
Hicri yedinci asrın Hadis bilginlerinden ve ünlü islam hukukçularındandır. 1233 (H.631)yılında Şam'ın güneyinde Neva kasabasında doğdu. Doğduğu yere nispetle Nevalı anlamına gelen, Nevevi olarak tanılır. İlim tahsiline Kuranı Kerim ile başlayan Nevevi, Hadis, İslam Hukuku, Ahlak, Dil ve Edebiyat alanlarında eserler vermiştir. Özellikle İslam Hukuku ve Hadis alanlarında zamanın ender şahsiyetlerinden olmuştur. Günümüzün özel Hadis fakültesi diyebileceğimiz, Şam'daki Eşrefiye Darül-Hadisi'nin hocalığını yapmıştır. Kırkdört yıllık hayatında, kırkın üzerinde eser veren Nevevi, özel yaşantısıyla da örnek şahsiyetlerden olmuştur. Bunların tümü önemli eserler olmakla birlikte Rizayüs Salihin, Kırk Hadis ve Sahihi Müslim Şerhi oldukça meşhur olmuş ve Nevevi'nin ismiyle özdeşleşmiş eserlerdir. İmam Nevevi'nin yaşadığı dönemde İslam Dünyası büyük bir sıkıntı ve çalkantı içerisinde bulunuyordu. Bir taraftan Haçlı Seferleri diğer taraftan Moğol istilası yüzünden İslam coğrafyası büyük bir sıkıntı yaşamakta idi.Yaşadığı çağın insanlarını aydınlatma ve doğru yola iletme hususunda önemli gayretleri olan İmam Nevevi, 1277 ( H. 676) yılında, kırkdört yaşında bu dünyadan ayrılmıştır. Doğduğu yer olan Neva'ya(nawah)/ Busra yakınları / SURİYE gömülmüştür.
İBNİ TEYMİYYE:
Taqi ad-Din Ahmad Ibn Taimiyya,mezar ,türbe, kabir (d. 1263 Hicri: 661 Harran - ö. 1328, Hicri: 728 Şam.)
ZEHEBİ :
(Babasının mesleğinden dolayı zehebi:kuyumcu): (D.H:673/1274 - Ö.H:748/1348)
Lakabı ise Şemsüddîn’dir. Dedesi Dıyarbakırlı Türkmen. Şam’da doğdu. 748 (m. 1348) senesi Zilka’de ayının üçünde, Pazartesi gecesi, gece yarısından önce Şam’da vefât etti. Bâb-üs-sagîr denilen yere defnedildi.
Teymiyye hocası ve arkadaşıdır.Çoğu fikrini benimsemez.
Hadis ve tarih konularında öndedir.
Lakabı ise Şemsüddîn’dir. Dedesi Dıyarbakırlı Türkmen. Şam’da doğdu. 748 (m. 1348) senesi Zilka’de ayının üçünde, Pazartesi gecesi, gece yarısından önce Şam’da vefât etti. Bâb-üs-sagîr denilen yere defnedildi.
Teymiyye hocası ve arkadaşıdır.Çoğu fikrini benimsemez.
Hadis ve tarih konularında öndedir.
İBNİ KAYYIM : İbn Kayyim el-Cevziyye
Şam’da hicri H.691, Miladi 1299’de doğdu. Ö.751 (1350) ŞAM
İbni Teymiyyenin en ünlü takipçisi ve öğrencisi.Birlikte Şam kalesinde hapis yattılar.Mezarı bir rivayete göre hocasının yanında bir rivayete göre babus Sagir'dedir.