HİCRİ 300-400 DOĞUMLU ALİMLER

Hicri 300- 400 doğumlu alimler:







DAREKUTNÎ, : Hadîs âlimi,.
Şafiî mezhebinde idi. Bağdâd'ın Dare Kutn mahallesinde 306 (m. 918) yılında doğmuştur. Zamanının en meşhûr muhaddislerinden hadîs-i şerîf öğrenmek için; Basra, Kûfe, Vamt, Suriye ve Mısır'a gitmiştir. Tekrar Bağdâd'a döndü. İlimde zamanının üstâdı oldu ve pekçok âlim yetiştirdi. 385 (m. 995) seksen yaşında Bağdâd'da vefât etti. Bâb-ud-Deyr mezarlığında Ma'ruf-i Kerhî'nin (r.a.) yanına defn edildi.





En önemli eseri:
Es-Sünen:   Fıkıh konularına da­ir hadislerin muhtelif rivayetlerini bir ara­ya toplayan hadis kitabı. Kitap sonraki dönemlere Darekutni 'nin birkaç talebesinin rivayetiyle ulaşmış olup bunlardan Ebû Bekir Muhammed b. Abdilmelik b. Bişrân, Ebû Tâhir Muhammed b. Ahmed b. Abdirrahîm ve Ebû Bekir el-Berkânî'nin nüshalarındaki hadislerin sened ve metinleri arasında bazı farklılıkların bulunduğu, Ebû Tâhir'in rivayetinde "Kitâbu's-Sebak"ın eksik olduğu bildirilmektedir.

Es Sünen'in tenkitleri İbn Züreyk el-Hanbelî (ö. 803/1401) tarafın­dan Men tekelleme fihi'd-Dârekutnî fî Kitâbi's-Sünen mine'd-duafâi vel-metrûkîn ve'l-mecrûhîn adıyla bir araya
 ge­tirilmiştir.

Es-Sünen Delhi'de(1306), Ebü't-Tayyib Şemsü'l-Hak el-Azîmâbâdî’nin et-Ta'lîkul-muğnî alâ Süneni'd-Dârekutnî adlı ki­tabıyla birlikte dört cilt olarak basılmış­tır. 

Ebû Muhammed Abdullah b. Yahya el-Cezâirî'nin (ö. 682/1283) Tahrîcü'l-ehâdîsi'd-dı'âf min Süneni'd-Dârekutnî adlı elli altı varaklık eseri Süleymaniye Kütüphanesinde bulunmaktadır.



HATTABİ: h:319  Kabil
Hadîs ilminde hüccet (üçyüzbin hadîs-i şerîf bilen) ve Şâfiî mezhebindeki büyük fıkıh âlimlerinden. Lügat, nahiv ve edebiyatta üstâd olan bir zât. İsmi, Hamd bin Muhammed bin İbrâhîm bin Hattâb el-Hattâbî, el-Büstî olup, künyesi Ebû Süleymân'dır. Dedesine nisbetle Hattâb, memleketine nisbetle de Bûstî denilmiştir. 319 (m. 931) târihinde Afganistan'ın başşehri Kabil'e bağlı olan Büst şehrinde doğdu. Mekke, Basra, Bağdâd ve daha başka İslâm şehirlerinde ilim tahsil etti. Çeşitli ilimler hakkında eserler te'lîf etmiş ve meşhûr hadîs, kitaplarından İmâm-ı Buhârî'nin Sahih'ine, Ebî Dâvûd'un Sünen'ine şerh yazmıştır. 388 (m. 998) yılı Rabî-ul-âhır ayında, yine Büst'te vefât etti.

Hattâbî, elde mevcut bilgi­lere göre ilk şârih olarak Hadis edebiyatındaki müstesna yerini Ebû Davud' un Sünen' ine yazdığı «Me'âlimu's-sünen » adlı eseriyle almış bulunmakta­dır.Hattâbî, Meâlimu's-sünen' i bitirince, yine istek üzerine bu kez Buharı' nin Sahih' ine «A'lâmu's-sünen » adıyla ilk şerhi yazmıştır.

Not: A'lâmu's-süneh'in, Feyzullah Ef. No. 437, 261, 262; Ayasofya no. 687; Ahmed III, no: 293'te yazma nüshaları bulunmaktadır.

Eserlerinin ba'zıları şunlardır:

Garib-ül-hadîs,
A'lâm-üs-sünen fî şerhi Sahîh-il-Buhârî,
Meâlim-üs-sünen fî şerhi Sünen-i Ebî Dâvûd,
kitâb-ül-gunye ani'l-kelâm ve ehlihi,
İslâhu galât-il-muhaddisîn,
Kitâb-ül-uzlet ve Şerhi esmâ-ül-hüs-nâ.




EBU NUAYM : 
İsfahan'da dünyaya geldi. Doğum tarihi olarak farklı tarihler verilmektedir. Bu tarihler, 945 ile h:336 m.948 yılları arasında değişmektedir.Ebu Nuaym, ömrünün büyük bir bölümünü geçirdiği ve doğduğu yer olan İsfahan'da h:430  m. 1038 yılında Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Peygamber Efendimizin (asm) nübüvvetini ispat etmek maksadıyla, ismi Risale-i Nur'da da zikredilen Delail-i Nübüvvet adlı eseri kaleme almıştır.

Delail-i Nübüvvet :Ebu Nuaym, eserleri ve naklettiği hadisler ile alakalı olarak müspet ve menfi eleştirilere muhatap oldu. Hadis terimlerini yerli yerinde kullanmamakla suçlanırken bu konudaki eleştirileri ciddiye alamayan bazı alimler, diğer taraftan eserlerinde yer verdiği bazı mevzu hadislerinin bu özelliklerini belirtmemesinden ötürü eleştirdiler. Bazı fikirlerinden ötürü Şafii ve Hanbeli mezhebine mensup hadis alimlerinin tartışmalarına da sebep oldu. Bu tartışma ve fikir ayrılıklarına paralel olarak Hanbeli mezhebine mensup bazı talebelerinin kendisini terk ettiği nakledilmektedir. Bu arada kendisine yöneltilen eleştirilerin önemli sebepleri arasında, söz konusu eleştiricilerle farklı fikir akımlarını takip etmiş olmalarıdır.

Hilyetü'l-Evliya :sekiz yüz dolayında örnek insanın hayatını bu eserinde biraraya topladı.



EBÛ İSHÂK-I SA’LEBÎ :

Nişâbûr’da yetişen tefsîr ve fıkıh âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin İsmâil es-Salebi’dir. Künyesi Ebû İshâk’dır. “Salebi” lakabı ile meşhûr oldu. Nişâbûr’da doğdu. Tefsîr, kırâat, hadîs, târih, Arab dili ve edebiyatı ilimlerinde büyük bir âlimdir. Vâ’iz idi. “Keşf ve Beyân” adında büyük bir tefsîr kitabının sahibidir. Çok hadîs-i şerîf ezberlemiştir. 427 (m. 1035) senesi Muharrem ayında, Nişâbûr’da vefât etti.

Şafiî mezhebinde büyük bir âlim olan Sa’lebi, Kur’ân-ı kerîm ilimlerinde zamanının bir tanesi idi. Peygamberlerin kıssalarını bildirmekte büyük bir İmâm, lügat ilminde hafız ve Arab edebiyatı ilimlerinde derin bir âlimdi. Bunun için lügat, târih ve edebiyat ilimlerinde zamanının İmâmı sayılmıştır. O, Ebû Tâhir Muhammed bin Huzeyme’den ve Ebû Muhammed Muhalledî’den, Ebû; Bekr bin Hâni’den, Ebû Bekr bin Mihrân el-Mukrî’den ve daha birçok âlimden ilim alıp, hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Kendisinden de; Ebü’l-Hasen Ali bin Ahmed bin Muhammed el-Vâkıdî ve birçok âlim ilim aldılar hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundular.

Zayıf rivayetlere ve aslı olmayan kıssalara yer vermiş olması, tenkit edilmesine vesile olmuştur.(İbn Cezvi)

Başlıca eserleri şunlardır.
1. Keşf ve Beyân: Büyük tefsîr kitabıdır. Bu eserinde, Abdullah İbn-i Abbâs’ın (r.anhüm) Resûl-i ekrem (s.a.v.) efendimizden bildirdiği birçok âyet-i kerîmenin tefsîrini nakletmektedir. (Abdullah bin Abbâs, bir tefsîr kitabı yazmadı. Kendisi, Server-i âlemin (s.a.v.) kıymetli sohbetlerine devam etmiş ve Eshâb-ı Kirâm arasında, en âlimlerden biri olarak tanınmış olduğundan, hadîs-i şerîfler için olduğu gibi, ba’zı âyet-i kerîmeler için de, beyanatta bulunmuştur. Bütün tefsîr âlimleri, bu yüksek beyanâtı alarak tefsîrlerini süslemişlerdir.)

Salebî’nin tefsîri, bir va’z kitabı mahiyetinde olup, içinde ibâdetlerin faziletlerini, sevâblarını bildiren haberler çoktur. Sevâbının çok olduğu, zayıf hadîslerle de bildirilen ibâdetler yapılabilir. Salebi tefsîrinde mevdû’ hadîs (Peygamber efendimiz (s.a.v.) buyurmadıkları hâlde, O’na izafe edilen uydurma söz) yoktur. Mevdu’ hadîs ile ibâdet yapılması haramdır, belki küfür olur. İslâm âlimleri; tefsîr, fıkıh, kelâm kitaplarına asla mevdu’ hadîs almamışlardır.

Bu tefsir, çeşitli faydalı bilgileri ihtiva etmekle beraber, fazlaca İsrâiliyâta dalmış olması ve hadisler seçilirken dikkat edilmemesi gibi sebeplerle tenkit edilmiştir. Gerek İbn Teymiyye ve gerekse el-Kettânî bu eserin mevzu hadisler ve bâtıl kıssalarla dolu olduğunu söylemektedirler.

Fatih Kütüphanesinde (398) numarada “Nihayetti’1-Beyân fi Tefsîri’l Kur’ân” ünvâniyle bir tefsirin beşinci cildi mevcuttur. Bu cilt, Sûre-i Enbi-yâ’dan Sûre-i Nahl’e kadardır. Bu tefsir Sa’lebî’ye izafe edilmektedir.

Ayrıca; İstanbul Beyazıt ktp. Veliyyüddin Ef. No. 130-133 de bulunmaktadır.



2. Kitâb-ül-arâis fî kasâis-il-enbiyâ: Peygamberlerin kıssalarını anlatan çok kıymetli bir eserdir.
3. Er-Rebî’ül-müzekkirîn:




KUDURİ:
362 (m. 973)’de Bağdad’da doğdu. 428 (m. 1037) senesi Receb ayının beşinci Pazar günü orada vefât etti.
 Aynı gün, Ebû Half kapısı girişinde bulunan evinin yanına defnolundu. Daha sonra Mensûr caddesinde bulunan bir türbeye naklolundu. Burada medfûn bulunan, Hanefî fıkıh âlimlerinden Ebû Bekr el-Harezmî’nin ( radıyallahü anh ) yanına nakledildi.




BEYHÂKÎ : ( h: 384 m.994- h.458 m.1066. )
Hadis alimlerinin ileri gelenlerinden ve Şafii fıkhının önemli simalarından.Nişaburludur. Fıkıh konusunda Şafii fıkhına mensup olup üstünlüğünü savunarak bu alanda önemli eserler vücuda getirdi. Bu hizmetinden dolayı Şafii fıkhının yayılmasında çok büyük katkısı oldu. Muhtelif ilimlerdeki derin vukufiyetinden dolayı bazı alimlere göre, mezhep kurup içtihat edebilecek bir dereceye yükseldi. Ancak, böyle bir şeye teşebbüs etmedi. Çok sayıda eser yazarak benzeri pek görülmeyen derecede bir külliyata sahip oldu. Selçuklu sultanı Tuğrul Beyin veziri olan Abdülmülk'ün Eş'ari alimlerine yönelik baskılarından dolayı, kendisi de bu baskılardan etkilendiğinden memleketinden ayrılarak Mekke'ye gitti.
 1066 (Cemaziyelevvel 458) yılında Nişabur'da vefat etti. Cenazesi buradan kaldırılarak doğduğu köy olan Hüsrevcird'e nakledilerek burada defnedildi.

Sünenü'l-Kübra; Diğer hadis kitaplarında yer almayan çok sayıda hadisi ihtiva etmektedir. Sahabe ve tabiinlerin ileri gelenlerinden yapılan nakillerle vücuda getirilmiştir.




İBNİ HAZM : (h:384 Kordoba - h:456 Manta Lişan)

Öğreniminin ilk dönemlerinde Maliki fıkhını incelemiş, Muvatta'yı okumuştur. Daha sonra Şafii fıkhına yönelmiş ve bu mezhebin koyu bir taraftarı olmuştur. Bilahere Zahirî mezhebine bağlanmıştır ki kurucusu daha önceleri Şafii olan Davud b. Ali ez-Zahiri'dir (202-270) (miladi 817-884) İbn Hazm, bu mezhebin kök salması için her yerde onun savunmasını yapmış ve bu konuda kitaplar yazmıştır.






SERAHSÎ : 
Hanefî hukukçuların en meşhurlarındandır. eski bir horasan beldesi olan serahs veya civarında miladi 1009 tarihinde h:400 doğmuştur. Serahs, Horasan kıt'asında Meşhed ile Merv arasında, Meşhed'in 146 km kuzeydoğusunda ve Rusya ile İran hududunu ayıran Tecend nehrinin sol kenarındadır.buhara'da tahsil görmüş, orada ders vermiş, eserlerini ise özkent hapishanesinde yazmıştır. hayatının son yıllarını ise bir türk bölgesi olan fergana’da geçirmiştir.

Sözünü esirgememesi zamanın yöneticisi tarafından özkent kalesi'nde bulunan hapishanenin köşesinde bir odadaki kuyuya hapsedilmesine sebep olmuş, fakat talebelerinin onu bırakmayarak hapsedildiği kuyunun başında toplanmalarıyla ders vermeye devam etmiştir. Otuz ciltlik el-mebsut, işte bu kuyudan, serahsi'nin hiç bir kaynağa başvurmadan öğrencilerine yazdırmasıyla, on dört yılda meydana gelmiştir.

Serahsi, çileli ve bereketli bir ömür sürdükten sonra H:483/1090 yılında 81 yaşında iken Özkent/ Mergınan'da/KIRGIZİSTAN vefat etti.







El Mebsut:

İmam Serahsi, bu eserini Özkent hapishanesinde yazmıştır. Şeybanî’nin eserlerinden el-Asl’ı ve diğer kitaplarını özetleyen bir eeser olan Hakim eş-Şehid’in “el-Muhtasarü’l-Kafî”sini şerh etmek istiyordu. Hapishane hayatının uzun süreceğini öğrenince bu eserini yazmaya karar vermiştir. Bu eser Hanefi mezhebinin fıkhi görüşlerini ve delillerini en geniş şekilde ele alan ve sistemli bir tahlil yapan ilk ve en hacimli eserdir. el-Mebsut, mezhebin temel görüşlerinin tesisi ve doğruluklarının ispatıyla ilgilenmeyerek diğer bütün görüşler hakkında tarafsız şekilde sistemli bir tahlil yapan büyük eserlerin ilki durumundadır. Diğer bir ifade ile bu eserlerin meseleyi ele alışları felsefi bir mahiyette olup Serahsî’de mezhebinde meseleleri bu yönden inceleyenlerin ilk mümessili durumundadır.


El-Mebsut, Kahire’de(1324-1331) toplamı 6335 sayfa tutan büyük boyda otuz cilt halinde basılmıştır. Halil Muhyiddin el-Meys eserin bir indeksini hazırlamıştır.

Eser Cevat Akşit başkanlığındaki bir heyet tarafından Türkçeye çevrildi. 31 cilt halinde basılan eser, Arapça matbu eserle aynı ciltleri muhtevidir.




NESEFİ:(Ebul Muin en Nesefi)  Ebü’l-Muîn Meymûn b. Muhammed b. Muhammed b. Mu‘temid en-Nesefî 438 (1047) - (ö. 508/1115)

438 (1047) yılında Nesef’te doğdu. Künyesi bazı müelliflerce Ebü’l-Maîn şeklinde okunmuşsa da doğrusu Ebü’l-Muîn’dir (Zehebî, II, 607)

Pek çok Nesefi isimli alim vardır.Mâtürîdî’nin kurduğu Sünnî kelâm mezhebini geliştiren âlim budur.




DEYLEMİ:


Hadîs ve târih âlimi.
Künyesi Ebû Şücâ olup ismi, Şireveyh bin Şehredâr bin Şireveyh ed-Deylemî el-Hemedânî’dir. 445 (m. 1053) senesinde doğdu. 509 (m. 1115) senesinde vefât etti.


Deylemi'nin bazı eserleri:
1. Târîh-i Hemedan,
2. Firdevs-ül-Ahyâr: İçinde on bin hadîs-i şerîf vardır.
3. Riyâd-ül-üns li ukalâ-il-üns fî ma’rifeti ahvâl-in-Nebî,
4. Târîh-ül-hulefâ,
5. Kitâb-ı Hilâyât-il-menâmât.




İMAM GAZALİ: h:450 (Miladi 1058) 1111 (Hicri 505)

Gazali Hicri 450 (Miladi 1058) yılında Horasan'ın Tus şehrinde doğmuştur. itikadi düşünce olarak Ebu Hasan Eş'ari’den ve ameli görüş olarak ise Şafiî'den etkilenmiştir.

Bağdat’taki Nizamiye Medresesi'nin Baş Müderrisliği’ni yaptı.Medrese hocalığını bıraktıktan sonra Tus'a dönerek yaptırdığı Tekke'de müritleriyle birlikte Sûfi yaşamı sürdü. Gazali 1111 (Hicri 505) yılında doğum yeri olan İran'ın Tus şehrinde vefat etti.

İhyau Ulumi'd Din - Gazali’nin en çok bilinen ve en büyük eseridir. Bu kitapta fıkıh ve tasavvuf konuları ele alınmıştır. Dört kısımdan oluşur. Kitap yazılışından bu yana İslam dünyasında çok okunan kitaplar arasındadır. Kitaba dair çeşitli şerhlerde yazılmıştır.






ZEMAHŞERİ: (h.467 (1075)-h.538 (1143))
Mutezile akidesine bağlı bir âlimdir. , 1075 yılında Harezm'in Zemahşer kasabasında doğdu.Farsdır. Ceyhun Nehri kıyısındaki Cüraniye/ Ürgenç'e yerleştikten birkaç yıl sonra, 1143 yılında vefât etti.

Zemahşerî itikadda ateşli bir Mu'tezile, fıkıhta ise Hanefîdir. Mu'tezile oluşundan dolayı çok tenkid edilmiş ve bu yüzden çok muhalif kazanmıştır. Ehl-i sünnet âlimleri ile, onları tahkir etme derecesinde alay eden, keskin ve katı bir tutumu vardır. Hayatının sonlarına doğru Mu'tezile oluşundan tevbe edip ehl-i sünnet inancına döndüğü rivayet edilirse de bu, eserinde görülmez. Sırf Mu'tezile oluşundan dolayı Selçuklu sultan ve verirleri tarafından ilimde ulaştığı yüksek mertebeye rağmen itibar görmemiş, hattâ haklarında methiyeler söylediği emirler bile yüzüne bakmamışlar, ama o bildiği yoldan şaşmamıştır.




el-Keşşâf an Hakâikı't-Tenzîl ve Uyûni'l-Ekâvîl fı Vücühi't-Te'vîl: Zemahşerî'nin bütün İslâm âleminde tanınmasını sağlayan tefsiridir.



ABDULKADİR GEYLANİ:
İran'ın Geylân şehrinde 1078 (H.471)de doğdu. Hazret-i Hasanın oğlu Hasan-ı Müsennâ'nın oğlu Abdullah'ın soyundandır. Annesinin ismi Fâtıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkâdir Geylânî, hem seyyid, hem şerîfdir. Hazret-i Hüseyin'in evladına seyyid, hazret-i Hasan'ınkine şerîf denir. AbdülkâdirGeylânî hazretleri 1166 (H.561)'da Bağdad'da vefât etti. TürbesiBağdad'dadır. Kâdiriyye tarîkatının kurucusudur.Önceden Şafii iken ,sonradan Hanbeli mezhebine geçmiştir.

Abdulkadir Geylani'ye yapılan eleştiriler için,bknz:
http://delillerimiz.blogspot.com.tr/search/label/Abdulkadir%20geylani%27ye%20yap%C4%B1lan%20ele%C5%9Ftiriler