MUSA KAZIM : (7 .imam) Hicri: d. 128 - ö. 183.
Mekke ile Medine arasındaki Abwa şehrinde yaşamıştır. Sekiz çocuğu olmuştur. Sekizinci İmam olan Ali er-Rıza oğludur. Harun Reşid tarafından tutsak edildi. 4 yıl sonra Sindi adındaki bir komutanın emriyle zehirlenerek şehid edildi. Kabri Irak'ın başkenti Bağdat'ta ki Kâzımiyye Camii içindedir.
MUHAMMED BİN HASAN EŞ-ŞEYBANÎ :(d.h.139:749 - ö.h.189:805):
(İmamı azamın öğrencisi)
Hanefi mezhebinin Ebu Hanife'den sonraki en ünlü iki bilgininden birisidir. Ebu Yusuf ile beraber Hanefi mezbenin esaslarının kayda geçirilmesinde büyük emeği geçmiştir.
Mevaliden olan fakih Şam'da doğmuş o zamanların bilim merkezi olan Kufe'ye yerleşmiştir. Küçük yaşlardan itibaren Ebu Hanife'nin ders halkasına katılmıştır. 767'de hocası öldüğünde on sekiz yaşında olan İmam Muhammed'in eğitimini Ebu Yusuf tamamlandı. Zamanın ünlü bilim merkezlerine yolculuklar yaptı. Medine'de Enes bin Malik'ten üç yıl süreyle bilim tahsil etti. Kufe'ye döndüğünde eğitimini tamamlamış bulunuyordu. Derslerini pek çok öğrenci takip etmeye başladı. Öğrencilerinden Esed bin Furat Kuzey Afrikalıydı ve eğitiminden sonra Hanefi mezhebinin bu kıtada yayılmasına büyük hizmetler yapmıştır. İmam Şafii dahi ondan etkilenmiştir.
Yaşadığı dönem Abbasi hanedanının hüküm sürdüğü döneme denk gelir. Hocası gibi siyasi otoriteye boyun eğmemiş mücadelesini daha çok fikri alanda yapmayı tercih etmiştir. Harun Reşid'in kadılık görevini reddetmesi üzerine iki ay hapis yatmış, daha sonra bu görevi kabul ederek Rakka kadılığına atanmıştır. Yahya bin Abdullah'ın Abbasi isyanına karşı halifeye menfi yönde tavır almış ve dönemin siyasi otoritesi tarafından göz hapsine alınmıştır. Görevinden azledildi ve Bağdat'ta ikamet etmeye başladı. İleride otoriteyle arası düzelmiş fakat Abbasiler onu ülkenin en uzak bölgesi olan Horasan'a kadı olarak atadı. Bu görevi esnasında Rey şehrinde vefat etti. Ölümünden sonra ona en büyük sıkıntıları yaşatan halife Harun Reşid 'Bugün Arapça ve fıkıh defnedildi' deme cüretini gösterebilmiştir.
Eserleri genel olarak iki kısma ayrılır:
A- Zâhiru'r-Rivâye: Bunlar altı tanedir.
1- el-Mebsût, buna "el-Asl" da denir.
2- ez-Ziyâdât,
3- el-Câmiu's-Sağîr
4- el-Câmiul-Kebîr
5- es-Siyeru's-Sağîr
6- es-Siyeru'l-Kebîr.
Bunların hepsinde fıkıh (İslâm Hukuku) ile ilgilidir. Bu kitapları İmam Muhammed tevâtür yoluyla Ebû Hanife veya Ebû Yusuf'tan rivâyet ettiği için "açık rivâyetli, rivâyetinde şüphe olmayan" anlamında "Zâhiru'rrivâye" denilmiştir. Kendisinin görüşleri de bu kitaplarda bulunmaktadır. Bu altı kitab içindeki konular Hanefi fıkhının temelini teşkil ettiği için bunlara "el-Usûl" ismi de verilmiştir (Bu eserlerine dünya kütüphanelerinde bilinen nüshaları için Brockelmann'ın "Gal"ına ve Fuad Sezgin'in, "Gas''ına bk.).
Zâhiru'r-Rivâye kitapları, Hakim eş-Şehîd Ebul-Fadl Muhammed el-Mervezî (ö. 334/945) tarafından kısaltılarak bir araya getirilmiş ve eser "el-Kâfı" adını almıştır. Bu kitap, kendi devrinde Hanefi mezhebinin görüşlerini, fürû meselelerini öğrenmek isteyene yeterli kabul edilmiştir. Bu müellifin "el-Müntekâ"adında bir eseri daha vardır ki, nevâdir meselelerini de içine alır.
"el-Kâfi", daha sonra, Ebû Bekr Muhammed Şemsü'l-Eimme es-Serahsi (ö.490/1097) tarafından şerhedilmiş ve el-Mebsût " isimfi bu eser otuz cilt halinde basılmıştır. es-Serahsi, bu eserinin bir bölümünü zindanda iken öğrencilerine yazdırmıştır.
Hanefi mezhebinde el-Mebsût adını taşıyan başka eserler de vardır. Diğer Mebsûtlar sahibinin adlarıyla anılırlar. Bunlar, İmam Muhammed'in el-Mebsût isimli eserinin şerhidir. Diğer mezheplerde de Mebsût isimli eserlere rastlanır. es-Serahsî'nin el-Mebsût'u Hanefi fıkhının en muteber kitaplarından biridir. Meselelerin dayandığı deliller zikredilir, münakaşası yapılır. Önemli noktalarda diğer mezhep görüşleriyle karşılaştırmalı incelemeler yer alır. Konuların işlenişinde görülebilen dağınıklık, son yıllarda çıkarılan el-Mebsût Fihristi ile giderilmeye çalışılmıştır.
B- Nâdiru'r-Rivâye Kitapları:
1- Keysâniyyat kitabı. İmam Muhammed'den Şuayb b. Süleyman el-Keysâni rivayet ettiği için bu ad verilmiştir.
2- Hârûniyyât. Harûn er-Reşide takdim edildiği için bu ad verilmiştir.
3- Cürcâniyyât. Cürcan'da yazıldığı veya Ali b. Salih el-Cürcânî rivayet ettiği için bu ad verilmiştir.
4- Rakkıyât. İmam Muhammed Rakka kadısı iken kendisine gelen meseleleri içine almaktadır.
CAMİÜL KEBİR:
El-Camiu's-Sağir'de sadece hocası Ebû Hanîfe'den Ebû Yûsuf vasıtasıyla gelen görüşleri bir araya getiren Şeybânî, el-Câmiu'l-Kebîr’i bizzat kendisi telif etmiştir. Eseri yazdıktan sonra tekrar gözden geçirmiş, bazı bablar ve meseleler ilâve ederek daha hacimli ve kapsamlı hale getirmiştir. Ebu Hafs el-Kebîr, Ebû Süleyman el-Cûzcânî, Hişâm b. Ubeydullah er-Râzî, İbn Semâa ve diğer bazı talebeleri tarafından rivayet edilen el-Câmiu'l-Kebîr'de müellif meseleyi ve hükmünü söylemekle yetinir, hükmün dayandığı delillere yer vermez. Eseri şerhedenlerden Cemâleddin el-Hasîrî (ö.1238), et-Tahrir adlı şerhinde her konu başlığından sonra o konuda Şeybânî'nin dikkate aldığı ana prensibi zikretmektedir. Eserde delillere yer verilmemesine karşılık Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve Şeybânî arasında görüş ayrılığı bulunan konulara işaret edilmiştir. Ayrıca meselelerin özet halinde bile olsa bütün yönleriyle ele alınmadığı, konuyla ilgili sadece bazı meselelere yer verildiği dikkati çekmektedir. Meselâ "Bâbü's-salât" ile başlayan kitapta bu başlık altında sadece üç meselenin hükmü zikredilmiştir. Eserde genel olarak ibadet konuları çok kısa tutulmuş, buna karşılık muamelât nisbeten genişçe ele alınmıştır.
el-Camiu'l-Kebîr üzerinde şerh ve ihtisar mahiyetinde birçok çalışma yapılmış, ayrıca eser manzum hale de getirilmiştir. Kâtib Çelebi bu kitaba şerh yazan kırktan fazla kişinin adını sayar. Yazma nüshaları bugüne ulaşan başlıca şerhlerin müellifleri şunlardır: Ebû Bekir el-Cessâs, Ahmed b. Mansûr el-İsbîcâbî, Şemsüleimme es-Serahsî, Sadrüşşehîd Ömer b. Abdülazîz, Hâherzâde, Rükneddin el-Kirmânî, Alâeddin el-Üsmendî, Ebû Nasr el-Attâbî ve Cemâleddin el-Hasîrî. Ahmed b. Ebü'l-Müeyyed en-Nesefî tarafından manzum hale getirilen el-Camiu’l-Kebîr'i Ebû Nasr el-Attâbî ve Muhammed b. Abbâd Hılâtî de ihtisar etmişlerdir. Hılâtî’nin meşhur muhtasarına yapılan ve yazmaları bugüne ulaşan önemli şerhler arasında İbn Balaban el-Fârisî, Mes'ûd b. Muhammed el-Gucduvânî. Ekmeleddin el-Bâbertî ve Sa'deddin et-Teftâzânî'nin şerhleri zikredilebilir. Hılâtî’nin muhtasarının bir kısmı Mevkûfâtî Muhammed Efendi tarafından Türkçe'ye çevrilerek şerhedilmiş olup bir nüshası Kitâbü Tercemei Telhîsi'l-Câmii'l-Kebîr adıyla Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlıdır.
Haydarâbâd'da neşredilen kitabın(1356) Beyrut'ta ofset baskısı yapılmıştır.(1399). Eseri neşre hazırlayan Ebü'1-Vefâ el-Efgânî, İstanbul'da Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Kahire'de Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye ve Tonk'ta Abdürrahim Sâhibzade kütüphanelerinde bulunan nüshalarla Hasirî ve Ebû Nasr el-Attâbî'nin şerhlerinden faydalanmış, bu neşirde İstanbul nüshasını esas alarak diğer nüshalardaki farklara işaret etmiştir. İstanbul ve Tonk nüshalarında, başta Ebû Yûsuf'un el-Emâlî'si olmak üzere İmam Muhammed'in el-Asl(Mebsut) ve ez-Ziyâdât'ı ile İbn Semâa ve Hişâm b. Ubeydullah'ın Nevadir'lerinden yapılan ilâvelere de bu baskıda metinden ayrı olarak yer verilmiştir. Bunlar muhtemelen kitabı rivayet edenler tarafından konuyla ilgileri dolayısıyla konulmuş notlardır.
İMAM ŞAFİİ :
H.150 (m.767) tarihinde Gazze'de yani Şam, Filistin beldelerinden Gazze'de doğmuştur. H.204 (m.819) tarihinde Mısır'da 54 yaşında vefat etmiştir.
Yirmi yaşma gelince Medine'ye gitti ve İmam Malık'ten fıkıh dersleri aldı ve onun hadis kitabı Muvatta'yı ezberledi,. Daha sonra Irak'a gitti ve Ebu Hanife'nin öğrencileriyle görüştü onlardan fıkıh bilgisi aldı.
El-Camiu's-Sağir'de sadece hocası Ebû Hanîfe'den Ebû Yûsuf vasıtasıyla gelen görüşleri bir araya getiren Şeybânî, el-Câmiu'l-Kebîr’i bizzat kendisi telif etmiştir. Eseri yazdıktan sonra tekrar gözden geçirmiş, bazı bablar ve meseleler ilâve ederek daha hacimli ve kapsamlı hale getirmiştir. Ebu Hafs el-Kebîr, Ebû Süleyman el-Cûzcânî, Hişâm b. Ubeydullah er-Râzî, İbn Semâa ve diğer bazı talebeleri tarafından rivayet edilen el-Câmiu'l-Kebîr'de müellif meseleyi ve hükmünü söylemekle yetinir, hükmün dayandığı delillere yer vermez. Eseri şerhedenlerden Cemâleddin el-Hasîrî (ö.1238), et-Tahrir adlı şerhinde her konu başlığından sonra o konuda Şeybânî'nin dikkate aldığı ana prensibi zikretmektedir. Eserde delillere yer verilmemesine karşılık Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve Şeybânî arasında görüş ayrılığı bulunan konulara işaret edilmiştir. Ayrıca meselelerin özet halinde bile olsa bütün yönleriyle ele alınmadığı, konuyla ilgili sadece bazı meselelere yer verildiği dikkati çekmektedir. Meselâ "Bâbü's-salât" ile başlayan kitapta bu başlık altında sadece üç meselenin hükmü zikredilmiştir. Eserde genel olarak ibadet konuları çok kısa tutulmuş, buna karşılık muamelât nisbeten genişçe ele alınmıştır.
el-Camiu'l-Kebîr üzerinde şerh ve ihtisar mahiyetinde birçok çalışma yapılmış, ayrıca eser manzum hale de getirilmiştir. Kâtib Çelebi bu kitaba şerh yazan kırktan fazla kişinin adını sayar. Yazma nüshaları bugüne ulaşan başlıca şerhlerin müellifleri şunlardır: Ebû Bekir el-Cessâs, Ahmed b. Mansûr el-İsbîcâbî, Şemsüleimme es-Serahsî, Sadrüşşehîd Ömer b. Abdülazîz, Hâherzâde, Rükneddin el-Kirmânî, Alâeddin el-Üsmendî, Ebû Nasr el-Attâbî ve Cemâleddin el-Hasîrî. Ahmed b. Ebü'l-Müeyyed en-Nesefî tarafından manzum hale getirilen el-Camiu’l-Kebîr'i Ebû Nasr el-Attâbî ve Muhammed b. Abbâd Hılâtî de ihtisar etmişlerdir. Hılâtî’nin meşhur muhtasarına yapılan ve yazmaları bugüne ulaşan önemli şerhler arasında İbn Balaban el-Fârisî, Mes'ûd b. Muhammed el-Gucduvânî. Ekmeleddin el-Bâbertî ve Sa'deddin et-Teftâzânî'nin şerhleri zikredilebilir. Hılâtî’nin muhtasarının bir kısmı Mevkûfâtî Muhammed Efendi tarafından Türkçe'ye çevrilerek şerhedilmiş olup bir nüshası Kitâbü Tercemei Telhîsi'l-Câmii'l-Kebîr adıyla Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlıdır.
Haydarâbâd'da neşredilen kitabın(1356) Beyrut'ta ofset baskısı yapılmıştır.(1399). Eseri neşre hazırlayan Ebü'1-Vefâ el-Efgânî, İstanbul'da Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Kahire'de Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye ve Tonk'ta Abdürrahim Sâhibzade kütüphanelerinde bulunan nüshalarla Hasirî ve Ebû Nasr el-Attâbî'nin şerhlerinden faydalanmış, bu neşirde İstanbul nüshasını esas alarak diğer nüshalardaki farklara işaret etmiştir. İstanbul ve Tonk nüshalarında, başta Ebû Yûsuf'un el-Emâlî'si olmak üzere İmam Muhammed'in el-Asl(Mebsut) ve ez-Ziyâdât'ı ile İbn Semâa ve Hişâm b. Ubeydullah'ın Nevadir'lerinden yapılan ilâvelere de bu baskıda metinden ayrı olarak yer verilmiştir. Bunlar muhtemelen kitabı rivayet edenler tarafından konuyla ilgileri dolayısıyla konulmuş notlardır.
İMAM ŞAFİİ :
H.150 (m.767) tarihinde Gazze'de yani Şam, Filistin beldelerinden Gazze'de doğmuştur. H.204 (m.819) tarihinde Mısır'da 54 yaşında vefat etmiştir.
Yirmi yaşma gelince Medine'ye gitti ve İmam Malık'ten fıkıh dersleri aldı ve onun hadis kitabı Muvatta'yı ezberledi,. Daha sonra Irak'a gitti ve Ebu Hanife'nin öğrencileriyle görüştü onlardan fıkıh bilgisi aldı.
İBNİ HİŞAM: .... h: 218
Ebû Muhammed Cemâlüddîn Abdülmelik b. Hişâm b. Eyyûb el-Himyerî el-Meâfirî el-Basrî el-Mısrî (ö. 218/833)
Es-Sîretü’n-nebeviyye adlı eseriyle meşhur olan tarihçi, dil ve ensâb âlimi.
Hz. Peygamber (sas)’in hayatına dair tamamı zamanımıza intikal etmiş en eski kitaptır. İbn Hişam, bu çalışmasını İbn İshak’ın Siyer’ini esas alarak hazırlamıştır.“es-Sîretü’n-Nebeviyye’yi Türkçe’ye ilk defa “Sîret-i Rasûlullah” adıyla Aydınlı Eyyûb b. Halîl çevirmiş ve 12 Rebîülevvel 986 (19 Mayıs 1578) tarihinde şehzadeliği sırasında III. Murad’a takdim etmiştir. Yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (TY, nr. 2414) bulunmaktadır.
İbn İshak’ın en meşhur râvilerinden Ziyâd b. Abdullah el-Bekkâî’nin Kûfî-Bağdadî diye meşhur olan nüshasını esas alarak eseri kısaltmış, bu arada bazı ilâvelerde de bulunmuştur. Kitap zamanla onun adıyla (Sîretü İbn Hişâm, Tehzibü İbn Hişâm) anılır olmuştur.
İBNİ EBU ŞEYBE : (H:159 -H:235)(776-849)Hadis alimi.
Sekizinci ve dokuzuncu asırlarda yaşamış, hadis ilmi alanında yapılan ciddi çalışmalardan biri olan El-Musannef adlı eseriyle tanınıp şöhret bulmuş İslam alimlerindendir. Asıl adı Abdullah’tır. İbn Ebi (Ebu) Şeybe olarak tanınmıştır. Bir çok alimden ders aldığı gibi; Buhari, Müslim ve Ebu Davud gibi büyük hadis alimlerinin önde gelenlerine ders vermiştir. Tefsir ve tarih alanlarıyla ilgili eserler de yazmıştır. Din ve devlet idaresindeki Mu’tezile izlerini silmeye karar veren Abbasi Halifesi, kendisinden istifade etmiş ve yardım almıştır. Risale-i Nur’da ismi zikredilmiş ve büyük hadis alimlerinden olduğu ifade edilmiştir. Künyesi, Ebu Bekr Abdullah bin Muhammed bin Ebi Şeybe İbrahim el-Absî el-Kûfî şeklindedir.
Kitabın uzun ismi matbu nüshalarda: "el-Kitâbu'l- Musannef fi'l-Ehâdîs ve'l-Âsâr"
El-Musannef Ravileri:
Musannef kitabının bilinen tek ravisi Bakî b. Mahled'dir. Ondan rivayet eden iki ravi vardır. Bunlar Abdullah b. Yûnus ile Hasan b. Sa'd'dır.
İbn Hacer, el-Mu'cemu'l- müfehres'inde ( no. 42 ) der ki: "Musannef-i Ebî Bekr b. Ebî Şeybe. Bize bunu, Ebû Ali el- Fâdılî... Bakî b. Mahled'den, o da Ebû Bekr b. Ebî Şeybe'den bu kitabı bildirdi.
El Yazmaları nerede:
1.Muhammed Âbid es-Sindî nüshası. Medine Mahmudiye Kütüphanesi orjinli olup Türkiye kütüphanelerinde mevcuttur. İki tam büyük ciltten ibaret olupistinsah tarihi 1229 H.'dir.
2.Muhammed Murtezâ ez-Zebîdî nüshası. Tunus'taki bir kütüphanedemevcut olup tamamı 7 cilt olmasına rağmen ikinci cildi noksandır. Kopya tarihi740 H.'li yılları göstermektedir.
3. Pakistan nüshası olup 10 cilttir. Aşağı yukarı bir asır önce kopya edilmiştir.
4. İstanbul Murad Molla Kütüphanesi (no: 594, 599) nüshası. Tamamı 8 cilt olmasına rağmen birinci cildi eksiktir. Kopya tarihi 1094'ü göstermektedir.
5. Topkapı Sarayı III Ahmet Kütüphanesi (no. 498) nüshası. Dört cildi mevcuttur.
6. Bayezit Devlet Kütüphanesi nüshası. 437 sayfalık büyük ebatlı tek bir ciltten ibaret olup elimizdeki kitabın numaralarına göre 16696-29730 arasındaki bölümünü içermektedir.
7. Eşref Barsbay (766-841) nüshası. Tek orta boy cilt olup 713 H. tarihlidir. Elimizdeki kitabın 37694 nolu hadisinden kitabın sonuna deke tekabül etmektedir.
8. Nurosmaniye nüshası. Kayıtlarda hatâen "Müsned" adıyla geçmekte ve 1215 numarada kayıtlı olup 6 ciltten ibarettir. Bazı eksikleri vardır.
9. Hindistan Haydarabad'daki Saidiye kütüphanesi nüshası olup 4. ve 5. ciltleri mevcuttur.
10. Eski adıyla Zahiriye, günümüzdeki adıyla Esed Kütüphanesi nüshası. 8 ciltten oluşmuştur. Yaklaşık istinsah tarihi 760 hicrileri göstermektedir.
11. Köprülü Kütüphanesi (no. 433, 441, 442, 443, 444) nüshası. 5 ciltten oluşmaktadır. 648 H. istinsah tarihi verilmiştir. Bu durumda Musannef in en eski nüshası olma hüviyetine sahiptir.
İMAM AHMET BİN HANBEL:
Ebû Muhammed Cemâlüddîn Abdülmelik b. Hişâm b. Eyyûb el-Himyerî el-Meâfirî el-Basrî el-Mısrî (ö. 218/833)
Es-Sîretü’n-nebeviyye adlı eseriyle meşhur olan tarihçi, dil ve ensâb âlimi.
Hz. Peygamber (sas)’in hayatına dair tamamı zamanımıza intikal etmiş en eski kitaptır. İbn Hişam, bu çalışmasını İbn İshak’ın Siyer’ini esas alarak hazırlamıştır.“es-Sîretü’n-Nebeviyye’yi Türkçe’ye ilk defa “Sîret-i Rasûlullah” adıyla Aydınlı Eyyûb b. Halîl çevirmiş ve 12 Rebîülevvel 986 (19 Mayıs 1578) tarihinde şehzadeliği sırasında III. Murad’a takdim etmiştir. Yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (TY, nr. 2414) bulunmaktadır.
İbn İshak’ın en meşhur râvilerinden Ziyâd b. Abdullah el-Bekkâî’nin Kûfî-Bağdadî diye meşhur olan nüshasını esas alarak eseri kısaltmış, bu arada bazı ilâvelerde de bulunmuştur. Kitap zamanla onun adıyla (Sîretü İbn Hişâm, Tehzibü İbn Hişâm) anılır olmuştur.
İBNİ EBU ŞEYBE : (H:159 -H:235)(776-849)Hadis alimi.
Sekizinci ve dokuzuncu asırlarda yaşamış, hadis ilmi alanında yapılan ciddi çalışmalardan biri olan El-Musannef adlı eseriyle tanınıp şöhret bulmuş İslam alimlerindendir. Asıl adı Abdullah’tır. İbn Ebi (Ebu) Şeybe olarak tanınmıştır. Bir çok alimden ders aldığı gibi; Buhari, Müslim ve Ebu Davud gibi büyük hadis alimlerinin önde gelenlerine ders vermiştir. Tefsir ve tarih alanlarıyla ilgili eserler de yazmıştır. Din ve devlet idaresindeki Mu’tezile izlerini silmeye karar veren Abbasi Halifesi, kendisinden istifade etmiş ve yardım almıştır. Risale-i Nur’da ismi zikredilmiş ve büyük hadis alimlerinden olduğu ifade edilmiştir. Künyesi, Ebu Bekr Abdullah bin Muhammed bin Ebi Şeybe İbrahim el-Absî el-Kûfî şeklindedir.
Kitabın uzun ismi matbu nüshalarda: "el-Kitâbu'l- Musannef fi'l-Ehâdîs ve'l-Âsâr"
El-Musannef Ravileri:
Musannef kitabının bilinen tek ravisi Bakî b. Mahled'dir. Ondan rivayet eden iki ravi vardır. Bunlar Abdullah b. Yûnus ile Hasan b. Sa'd'dır.
İbn Hacer, el-Mu'cemu'l- müfehres'inde ( no. 42 ) der ki: "Musannef-i Ebî Bekr b. Ebî Şeybe. Bize bunu, Ebû Ali el- Fâdılî... Bakî b. Mahled'den, o da Ebû Bekr b. Ebî Şeybe'den bu kitabı bildirdi.
El Yazmaları nerede:
1.Muhammed Âbid es-Sindî nüshası. Medine Mahmudiye Kütüphanesi orjinli olup Türkiye kütüphanelerinde mevcuttur. İki tam büyük ciltten ibaret olupistinsah tarihi 1229 H.'dir.
2.Muhammed Murtezâ ez-Zebîdî nüshası. Tunus'taki bir kütüphanedemevcut olup tamamı 7 cilt olmasına rağmen ikinci cildi noksandır. Kopya tarihi740 H.'li yılları göstermektedir.
3. Pakistan nüshası olup 10 cilttir. Aşağı yukarı bir asır önce kopya edilmiştir.
4. İstanbul Murad Molla Kütüphanesi (no: 594, 599) nüshası. Tamamı 8 cilt olmasına rağmen birinci cildi eksiktir. Kopya tarihi 1094'ü göstermektedir.
5. Topkapı Sarayı III Ahmet Kütüphanesi (no. 498) nüshası. Dört cildi mevcuttur.
6. Bayezit Devlet Kütüphanesi nüshası. 437 sayfalık büyük ebatlı tek bir ciltten ibaret olup elimizdeki kitabın numaralarına göre 16696-29730 arasındaki bölümünü içermektedir.
7. Eşref Barsbay (766-841) nüshası. Tek orta boy cilt olup 713 H. tarihlidir. Elimizdeki kitabın 37694 nolu hadisinden kitabın sonuna deke tekabül etmektedir.
8. Nurosmaniye nüshası. Kayıtlarda hatâen "Müsned" adıyla geçmekte ve 1215 numarada kayıtlı olup 6 ciltten ibarettir. Bazı eksikleri vardır.
9. Hindistan Haydarabad'daki Saidiye kütüphanesi nüshası olup 4. ve 5. ciltleri mevcuttur.
10. Eski adıyla Zahiriye, günümüzdeki adıyla Esed Kütüphanesi nüshası. 8 ciltten oluşmuştur. Yaklaşık istinsah tarihi 760 hicrileri göstermektedir.
11. Köprülü Kütüphanesi (no. 433, 441, 442, 443, 444) nüshası. 5 ciltten oluşmaktadır. 648 H. istinsah tarihi verilmiştir. Bu durumda Musannef in en eski nüshası olma hüviyetine sahiptir.
İMAM AHMET BİN HANBEL:
İmam Ahmed bin Hanbeli aslen Mervez'lidir.Hicretin 164 S(m. 780) tarihinde Bağdat'ta doğdu. 241 h. (m. 855) tarihinde 77 yaşında orada vefat etti.
DARİMİ :
181 (m. 797) târihinde Semerkand'da doğup, 255 (m. 869)'da Bağdâd'da/Semerkanda da vefât etmiştir
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, İmâm-ı Buhârî, Haşen bin Sâlih el-Bezzâr, Zührî ve daha başkaları (r.aleyhim) hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Sâhîh-i Müslim, Sünen-i Ebî Dâvûd ve Tirmizî'de mevcuttur. Müslim ondan yetmişüç hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
“Müsned-i Dârimî” (En meşhûr ve kıymetli eseri budur.) “el-Câmi-üs-sahîh” buna Sünen-i Dârimî de denir.
BUHARİ :
(d.194 Buhara - ö.256 Hartenk, Semerkand) Yazdığı Sahih-i Buhari diye bilinen eser sonradan Kütüb-i sitte diye anılan serinin ilk kitabını oluşturur.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, İmâm-ı Buhârî, Haşen bin Sâlih el-Bezzâr, Zührî ve daha başkaları (r.aleyhim) hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Sâhîh-i Müslim, Sünen-i Ebî Dâvûd ve Tirmizî'de mevcuttur. Müslim ondan yetmişüç hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
“Müsned-i Dârimî” (En meşhûr ve kıymetli eseri budur.) “el-Câmi-üs-sahîh” buna Sünen-i Dârimî de denir.
BUHARİ :
(d.194 Buhara - ö.256 Hartenk, Semerkand) Yazdığı Sahih-i Buhari diye bilinen eser sonradan Kütüb-i sitte diye anılan serinin ilk kitabını oluşturur.
İmâm Buhârî, Mâlik, Şafiî ve Ahmed ibn Hanbel'e ekseriya ictihâdlarında muvafakat ve yardımcı olmuş, fakat Ebû Hanîfe ile Sevrî ve Evzâî'nin ictihâdlarında çok defa i'tirâz etmiş ve kapalı bir ifâde ile "Ba'zu'n-nâs = Bâzı Âdem oğulları,insanların bazıları" ta'bîriyle bu i'tirâzlarını belirtmiştir.
Bunun sebebi ; Diğer üç imâmın mezheb sistemleri daha çok hadîse dayanır. İmâm Buhârî de hadîste "Emîru'l-Mü'minîn" olduğundan, ekseriya onlara uymuş ve destek olmuştur. Ebû Hanîfe ve arkadaşlarının mezhebi de daha çok re'ye ağırlık vermiş ve ashâbu'r-re'y olmalarıyle tanınmışlardır, yânî bunlar ictihâdlarında daha çok hadîse değil de re'ye ehemmiyet veren sistemin temsilcileridir.
EBU DAVUD (Ebu Davud es-Sicistâni) : (d. 202H/ 817M - ö. 275H./889). Horasan bölgesinin, bugün İran ile Afganistan arasında kalan bir şehri olan Sicistan'da doğdu.Basra’da vevat etti.
Ebû Dâvûd'u, Şâfii veya Hanbeli mezhebine tâbi gösterilmesine rağmen, müstakil bir muhaddis olarak görmek daha doğru olur (Mübârekruri, Mukaddimetu Tuhfetu'l-Ahvezî, I, 352), Sünen'ini gerçekte Ahmed b. Hanbel okumuş ve onaylamıştır; ama bu onun Hanbeli olduğunu göstermez. Ebû Dâvud dâima hadisle uğraşmış, mezhebî bir mensubiyeti îmâ eden beyânına rastlanmamıştır.
MUSLİM : Müslim bin Haccac (Hicri 206-261). Nişabur’da/İRAN doğdu.Nişabur’da vefat etti ve bu şehirde defnedildi.Buhari'den sonra İkinci büyük hadis alimi sayılır.
TIRMIZİ :
Tirmizî'nin dogum yeri ve yılı konusunda farklı rivayetler vardir. Buna göre Tirmiz(Termiz)/Özbekistan’da ya da Mekke'de 200 (815), 206 (821) veya 209 (824) yilinda dogdu; Tirmiz'de 270 (883), 275 (888) ya da büyük ihtimalle 279 (892) yilinda öldü.
Kör olarak doğan ya da sonradan gözlerini yitiren Tirmizî, ilk ögreniminden sonra çalısmalarını hadis ilmi üzerinde yoğunlastirdi. Hadis derlemek amaciyla Horasan, Irak ve Hicaz'da geziler yapti. Başta Buharî, Müslim ve Ebû Dâvud olmak üzere birçok bilginden hadis aldi.
Tirmizî yalniz hadisleri derlemekle kalmamis, her hadisten sonra "Ebu isa der ki" diyerek hadise iliskin düsüncelerini açiklamis, degerlendirmeler yapmistir.
Sunen: Hadis bilginlerine göre es-Sünen'in diger hadis derlemelerine üstünlük saglayan baslica özellikleri sunlardir: Hadislerin güvenilirlik derecelerini belirtmesi, tasidigi zaaflara dikkat çekmesi, ravilere iliskin bilgi vermesi, hukukçularin hadislerden çikardigi sonuçlara deginmesi ve mezheplerin görüslerine yer vermesi.
Not: Tirmiziden başka birde Hakim et Tırmızi vardır.Evliyadandır.Onun da mezarı Tırmiz’dedir. Karıştırılabilmektedir.Aşağıdaki görüntüler Hakim Tirmizinindir.
CÜNEYDİ BAĞDADİ : Cüneyd bin Muhammed 207 (m. 822)'de Nehâvend'de doğdu. Bağdâd'da büyüdü ve 298 (m. 911)'de 91 yaşında orada vefât etti. Kabr-i şerîfi, hocası ve dayısı Sırrî-yi Sekatî'nin kabri yanındadır. Süfyân-ı Sevrî'nin derslerinde yetişti.
Bağdat'ın Şünûziye Mezarlığı'nda dayısı ve şeyhi Sırri-i Sekati’nin yanında toprağa verilen Cüneyd-i Bağdadi hazretleri'nin çeşitli İslâm ülkelerinde makamları mevcuttur.
Not: Tirmiziden başka birde Hakim et Tırmızi vardır.Evliyadandır.Onun da mezarı Tırmiz’dedir. Karıştırılabilmektedir.Aşağıdaki görüntüler Hakim Tirmizinindir.
CÜNEYDİ BAĞDADİ : Cüneyd bin Muhammed 207 (m. 822)'de Nehâvend'de doğdu. Bağdâd'da büyüdü ve 298 (m. 911)'de 91 yaşında orada vefât etti. Kabr-i şerîfi, hocası ve dayısı Sırrî-yi Sekatî'nin kabri yanındadır. Süfyân-ı Sevrî'nin derslerinde yetişti.
Bağdat'ın Şünûziye Mezarlığı'nda dayısı ve şeyhi Sırri-i Sekati’nin yanında toprağa verilen Cüneyd-i Bağdadi hazretleri'nin çeşitli İslâm ülkelerinde makamları mevcuttur.
Başta Kadiri ve Rufai tarikat silsilesi olmak üzere pek çok tarikat silsilesinde üst sırada yer almaktadır.
KADRİ TARİKATI SİLSİLE Rufai Tarikat Silsilesi
Hasan-i Basri (RA) Seyyidüna Hasan-ı Basri
Habib-i Acemi (RA) Seyyidüna Habib-i Acemi
Davud-i Tai (RA) Seyyidüna Davud-i Tai
Maruf-i Kerhi (RA) Seyyidüna Ma'ruf-i Kerhi
Seriyyi Sekati (RA) Seyyidüna Seriyy-i Sakati
Cüneyd-i Behre (RA) Seyyidüna Cüneyd-i Bağdadi
2- Ebû Bekr eş Şibli, 2-Ebû Muhammed Rüveym Bağdadi,
3- Abdurrahman et-Temimi, 3- Ebû Said Yahyâ en-Neccari el-Vâsiti,
4- Ebû’l-Hasan Ali bin Muhammed 4- Ebû Mansûr et-Tayyib,
el-Kurayşi el-Hünkâri,
5- Ebû Said el-Mahzûmi, 5- Şeyh Mansûr el-Betâyihi er-Rabbani
6- Abdü’l-Kâdir Gilâni. 6.Ahmed Rıfai
İBNİ MACE : ( İbn-i Mace el Kazvini) :İranlıdır. Hadîs âlim ve hâfızlarının büyüklerinden. Meşhûr altı hadîs kitabı (Kütüb-i sitte)nin müelliflerinden birisidir. İsmi, Muhammed bin Yezîd el-Kazvînî, künyesi, Ebû Abdullah'dır. 209 (m. 824) târihinde Kazvin'de/İRAN doğup, 273 (m. 886) senesinde vefât etmiştir.
İBN KUTEYBE, :(213-276/828-889)
Bizzat kendisinin ifadesiyle "Acem (İranlı)"dır. Babası Merv'li idi.. İbnu Kuteybe'nin babası Irak'a yerleşmiş ve Abbasî hanedanını desteklemiştir.Kuteybe Bağdatta doğmuştur orada ölmüştür.
Te’vîlü muhtelifi’l-hadîs, Te’vîlü müşkili’l-Kur’ân, el-İhtilâf fi’l-lafz, Delâ’ilü’z-nübüvve (A’lâmü’z-nübüvve) adlı eserlerinde yer verdiği itikadî görüşleriyle Mu‘tezile karşısında Selef akaidini savunan bir âlimdir. Ona göre din, duyuların ötesinde bulunan gayb âlemine iman esasına ve dolayısıyla Hz. Peygamber’in hadislerine de inanmaya dayanır.
Mu‘tezile âlimlerine karşı hadisleri ısrarla savunan İbn Kuteybe, Ehli sünnet’e mensup olduğunu açıklamasına ve Müşebbihe’yi eleştirmesine rağmen Dârekutnî, Beyhakı, Zâhid Kevserî gibi bazı âlimler tarafından Müşebbihe veya Kerrâmiyye’ye nisbet edilmiştir. Zehebî, İbn Kuteybe’nin hadis bilmediğini kabul etmekle birlikte onun eserlerinde teşbihe varan görüşlerin bulunmadığını belirtir ve ona yapılan bu isnadı isabetli görmez (A’lâmü’z-nübelâ’, XIII, 298-300).
Zehebî’nin de belirttiği gibi hadis bilgisi yetersiz olduğundan bazı zayıf veya mevzû rivayetleri te’vile tâbi tutması, diğer taraftan böyle bir yöntemi kelâmcılar için câiz görmemesi İbn Kuteybe adına belirtilmesi gereken önemli bir hatadır.
NESAİ :
Künyesi Ebu Abdurrahman; ismi, Ahmed bin Şuayb bin Ali bin Sinân bin Bahr bin Dinar dır. İmam-ı Nesai diye meşhurdur. Aslen Horasan ın Nesa şehrindendir. 830 (H. 214) yılında orada doğdu. 915 (H.303) te Filistin in Remle şehrinde Remle'de vefat edip Beytü'l-Makdis'e gömüldüğünü yazarlar (İbni Kesir, el-Bidâye ve'n-Nihâye, XI, 124). Mekke de vefat ettiği de söylenmektedir. (ez-Zehebi, Tezkiratül-Huffâz, II, 698).Şöyle ki:
Ömrünün son zamanlarını Mısır'da, hadis ve ilim öğreterek geçirdi. Hacc görevi için oradan çıktığında Şam'a uğradı. Emevi Camii’nde Ali hakkında 'Fî Fadli Ali' adıyla te'lîf etmiş olduğu eserini okutmaya başladı. Orada kendisine Muaviye ile ilgili sorular soruldu. İstenildiği gibi cevaplar vermeyince Emevi taraftarlarınca fena halde dövüldü. Hırpalanmış ve yaralı olarak Hicaz’a vardı. 303 (915–916) yılının Şa'ban ayında Mekke'de vefat etti ve Safa ile Merve arasına gömüldü.
Şafii mezhebindendi.
Sünen-i Nesai : Bu kıymetli eser, altı meşhur hadis kitabından biri olarak Müslümanların baş tacı oldu.
TABERİ:
Ebu Cafer Taberi veya İbni Cerir’de denmektedir (d. 838 (h.224), Amul/taberistan (günümüzde Mazenderan) /İRAN - ö. 923 (h.310)Bağdat
Fıkıhta önceleri Şafii mezhebine mensup iken, sonradan mutlak müctehidlik mertebesine ulaşmıştır. Kaynaklar onun, Cerriyye adında sonraları ortadan kalkmış olan bir mezbebin imamı olduğunu kaydederler. Kaynaklar Taberi'nin, Ahmed bin Hanbel'den ilim almak üzere Bağdat'a geldiğini ve ancak onun vefatından sonra Bağdat'a ulaşabildiğini, bunun üzerine Basra’da kalmıştır.
Eserleri:
Taberi tefsiri :Camiul Beyan
Taberi Tarihi :Târîhu'l-Ümem ve'l-Mülûk: Taberî'nin doğuda ve batıda haklı bir şöhrete ulaşmasına ve "Tarihin Babası" ünvanı verilmesine sebep olan genel tarihidir. Taberî bu eserinde yaratılıştan kendi zamanına kadar olan olayları rivayet senedleriyle birlikte kaydetmiştir. Tarih ilminde en önemli kaynaklardan biri olarak kabul edilir. Daha sonra gelen tarihçiler onun verdiği bilgileri ya aynen almış, ya da özetleyerek vermişlerdir. Birçok dile ve bu arada Türkçe'ye de tercüme edilmiştir
Kitabın en önemli bölümü, Peygamberimiz zamanından Hicrî IV. yüzyılın başlarına kadar olan olayları içeren 2. bölümüdür. Bu bölüm İslâm tarihçileri için bereketli bir inceleme kaynağı olmuştur. Daha sonra gelen tarihçiler, genellikle bu kitabı esas kabul etmişlerdir.
Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa: Bu tarihsel kayıtlar eseri, İslam erken tarihi ve Emeviler ile Abbasiler hanedanlığı üzerine bugüne kadar önemli bir kaynak oluşturur.
Eleştiri:
lbnu’l-Arabî şöyle diyor: “Taberî, asılsız birçok rivayet aktarmıştır.
TAHAVİ : , 238 (m. 853)Taha/Mısır- 321 (m. 933)Mısır
Hanefî mezhebinin meşhûr fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Selâme bin Seleme bin Abdülmelik olup, künyesi Ebû Ca'fer'dir. Doğum târihi hakkında farklı rivâyetler vardır. Ancak, 238 (m. 853) târihi tercih edilmektedir. Çünkü, talebesi, İbn-i Yûnus bu târihi bizzat Tahâvî'den (r.a.) rivâyet etmektedir. Bu târih hakkında daha başka deliller de mevcuttur. Vefâtı hakkında ise; târihçiler, genelde 321 (m. 933) senesinde ittifak ediyorlar.
Karefe mezarlığına defnedilmiştir.
Eserleri:
1- el-Akîdetü’t-Tahâviyye
2– Maâni’l-Âsar: Bu kitapta fıkhî meseleleri kaynaklarıyla ve delilleriyle arzediyor. Ulemâ arasında ihtilaflı olan meselelerde delili kuvvetli olanı tercih ediyor. Bizce yeni başlayan ilim talebesi için, bu eseri okumak, özgür bir ilmi şahsiyetin oluşmasında çok faydalıdır.
3– Müşkülü’l-Âsar: Tahavî bu eserinde de hadislerdeki müşkilleri çözümlemiştir. Kendi devrinden önce yazılanlarla ve kendinden sonra yazılanlarla mukayesesi yapıldığında bu eser Tahavî’nin hadis sahasındaki vukufiyetini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Tahavî müşkül görünen hadisin ravilerini verir, ravileri eleştirir, konu ile ilgili ayet verir, lügat kaidelerini kullanır, ayetlerin nüzul sebebini ve hadislerin vürûd sebeplerini zikredip, neticede müşkilin giderilmesi doğrultusunda anladığı manayı ustalıkla ve zekice ortaya koyar, meseleyi muallakta bırakmaz.
4– Muhtasar fi’l-Fıkıh Alâ furûi’l-Hanefiye: Bu eserde Hanefi mezhebine göre fer’i meseleleri en sahih rivayetlerine, dirayet ve fetvaca en kuvvetlilerine dayanarak özel bir şekilde toplamıştır. Hanefi mezhebinde ilk yazılan muhtasardır.
5– Sünenü’ş-Şafiî: Bu eserde dayısı ile hocası Müzeni’nin İmam Şafiî’den dinlediği hadisleri toplamıştır.
Bu eserin İslâm dünyası için en büyük önemi Hanefi bir alimin, Şafiî’nin birinci kaynaktan sözlerini ve fıkhî görüşlerini toplamış olmasıdır.
Fıkıhta önceleri Şafii mezhebine mensup iken, sonradan mutlak müctehidlik mertebesine ulaşmıştır. Kaynaklar onun, Cerriyye adında sonraları ortadan kalkmış olan bir mezbebin imamı olduğunu kaydederler. Kaynaklar Taberi'nin, Ahmed bin Hanbel'den ilim almak üzere Bağdat'a geldiğini ve ancak onun vefatından sonra Bağdat'a ulaşabildiğini, bunun üzerine Basra’da kalmıştır.
Eserleri:
Taberi tefsiri :Camiul Beyan
Taberi Tarihi :Târîhu'l-Ümem ve'l-Mülûk: Taberî'nin doğuda ve batıda haklı bir şöhrete ulaşmasına ve "Tarihin Babası" ünvanı verilmesine sebep olan genel tarihidir. Taberî bu eserinde yaratılıştan kendi zamanına kadar olan olayları rivayet senedleriyle birlikte kaydetmiştir. Tarih ilminde en önemli kaynaklardan biri olarak kabul edilir. Daha sonra gelen tarihçiler onun verdiği bilgileri ya aynen almış, ya da özetleyerek vermişlerdir. Birçok dile ve bu arada Türkçe'ye de tercüme edilmiştir
Kitabın en önemli bölümü, Peygamberimiz zamanından Hicrî IV. yüzyılın başlarına kadar olan olayları içeren 2. bölümüdür. Bu bölüm İslâm tarihçileri için bereketli bir inceleme kaynağı olmuştur. Daha sonra gelen tarihçiler, genellikle bu kitabı esas kabul etmişlerdir.
Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa: Bu tarihsel kayıtlar eseri, İslam erken tarihi ve Emeviler ile Abbasiler hanedanlığı üzerine bugüne kadar önemli bir kaynak oluşturur.
Eleştiri:
lbnu’l-Arabî şöyle diyor: “Taberî, asılsız birçok rivayet aktarmıştır.
TAHAVİ : , 238 (m. 853)Taha/Mısır- 321 (m. 933)Mısır
Hanefî mezhebinin meşhûr fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Selâme bin Seleme bin Abdülmelik olup, künyesi Ebû Ca'fer'dir. Doğum târihi hakkında farklı rivâyetler vardır. Ancak, 238 (m. 853) târihi tercih edilmektedir. Çünkü, talebesi, İbn-i Yûnus bu târihi bizzat Tahâvî'den (r.a.) rivâyet etmektedir. Bu târih hakkında daha başka deliller de mevcuttur. Vefâtı hakkında ise; târihçiler, genelde 321 (m. 933) senesinde ittifak ediyorlar.
Karefe mezarlığına defnedilmiştir.
Eserleri:
1- el-Akîdetü’t-Tahâviyye
2– Maâni’l-Âsar: Bu kitapta fıkhî meseleleri kaynaklarıyla ve delilleriyle arzediyor. Ulemâ arasında ihtilaflı olan meselelerde delili kuvvetli olanı tercih ediyor. Bizce yeni başlayan ilim talebesi için, bu eseri okumak, özgür bir ilmi şahsiyetin oluşmasında çok faydalıdır.
3– Müşkülü’l-Âsar: Tahavî bu eserinde de hadislerdeki müşkilleri çözümlemiştir. Kendi devrinden önce yazılanlarla ve kendinden sonra yazılanlarla mukayesesi yapıldığında bu eser Tahavî’nin hadis sahasındaki vukufiyetini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Tahavî müşkül görünen hadisin ravilerini verir, ravileri eleştirir, konu ile ilgili ayet verir, lügat kaidelerini kullanır, ayetlerin nüzul sebebini ve hadislerin vürûd sebeplerini zikredip, neticede müşkilin giderilmesi doğrultusunda anladığı manayı ustalıkla ve zekice ortaya koyar, meseleyi muallakta bırakmaz.
4– Muhtasar fi’l-Fıkıh Alâ furûi’l-Hanefiye: Bu eserde Hanefi mezhebine göre fer’i meseleleri en sahih rivayetlerine, dirayet ve fetvaca en kuvvetlilerine dayanarak özel bir şekilde toplamıştır. Hanefi mezhebinde ilk yazılan muhtasardır.
5– Sünenü’ş-Şafiî: Bu eserde dayısı ile hocası Müzeni’nin İmam Şafiî’den dinlediği hadisleri toplamıştır.
Bu eserin İslâm dünyası için en büyük önemi Hanefi bir alimin, Şafiî’nin birinci kaynaktan sözlerini ve fıkhî görüşlerini toplamış olmasıdır.
MATURİDİ:
Doğum târihi kesin olarak bilinmemekte olup, 238 (m. 862) yılında doğduğu tahmin edilmiştir. Doğum yeri Semerkand'ın Mâtürid nâhiyesidir, 333 (m. 944)'de Semerkand'da vefât etti.
İmâm-ı Mâtürîdî, İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe'nin naklen bildirdiği ve yazdığı Ehl-i sünnet i'tikâdını, kelâm bilgilerini, ondan nakledenler vasıtasıyla kitaplara geçirdi, izah ve isbât etti.
EŞARİ :
260 , 266 (m. 879) veya 270 senesinde Basra'da doğdu. 324 veya 330 (m. 941) da Bağdat'ta vefat etti. Basra kapısı ile Kerh arasındaki kabristana defnedildi.
40 yaşına kadar mutezile fırkasında bulundu. Bu fırkanın meşhurlarından oldu. 40 yaşından sonra, Ramazan-ı şerifte gördüğü rüyada Peygamber efendimizin emri üzerine, , ehli sünnet itikadına girdi.
40 yaşına kadar mutezile fırkasında bulundu. Bu fırkanın meşhurlarından oldu. 40 yaşından sonra, Ramazan-ı şerifte gördüğü rüyada Peygamber efendimizin emri üzerine, , ehli sünnet itikadına girdi.